Bir konuşma metni ne kadar iyi hazırlanmış olursa olsun iyi sunulamazsa etkisini yitirir. İyi bir sunum için, fırsat buldukça alıştırmalar yapmalısın. Konuşma metni nota kitabına, vücut ve ses organları ise müzik aletine benzer. Bu araçları iyi kullanarak etkili olacaksın.
Sana topluluk karşısında güzel ve etkili konuşmanın öneminden bahsedecek değilim. Burada iyi bir konuşmanın temel ilkelerinden söz etmek istiyorum.
TEDMEM, APA (American Psychological Association) tarafından hazırlanmış olan “Okul Öncesinden Lise Sona: Öğretmenler için 20 Temel Psikoloji İlkesi” çalışmasının Türkçe yayın haklarını alarak öğretmenlerin ve eğitimcilerin hizmetine sundu.
Türk Eğitim Derneğinin Düşünce Kuruluşu TEDMEM’in dünyanın saygın dernekleri arasında yer alan APA işbirliği ile Türkçeye kazandırdığı “Okul Öncesinden Lise Sona: Öğretmenler için 20 Temel Psikoloji İlkesi” isimli çalışmanın öncelikli hedef kitlesi öğretmenler oluşturuyor. Öğrenme ve öğretme süreçlerinin geliştirilmesi için önemli bir kaynak oluşturabilecek bu çalışma, eğitim fakültesi öğrencileri ve eğitimciler için de yararlı bir doküman niteliğinde.
Çalışmada, öğretmenlere öğrenme ve öğretme sürecinde, öğrencileri ile ilişkilerini geliştirmede ve öğrencilerini daha iyi anlamada rehberlik edecek nitelikte 20 psikolojik ipucu sunuluyor. 20 temel ilkede, öğrencilerin nasıl düşündüğü ve nasıl öğrendiği, onları nelerin motive ettiği, öğrenmelerini etkileyen sosyal ve duygusal faktörlerin neler olduğu, sınıfın en iyi nasıl yönetileceği ve öğrenci gelişiminin nasıl ölçüleceği konusunda bilgiler ve örnekler yer alıyor.
Başarıya ulaşmak için üç kapı vardır. Birinci kapı inanmak, ikinci kapı istemek, üçüncü kapı harekete geçmektir. Bu kapıların anahtarı ise soru sormaktır…
Başarı göreceli bir kavram olsa da, şöyle bir tanımlama onun ne anlama geldiği ile ilgili bize ışık tutacaktır: Yetenek, koşullar ve çevre faktörleri göz önünde bulundurulduğunda, varılması gereken yerin neresinde olunduğu, başarı ile ilgilidir.
Dolayısıyla başarıya ulaşmak isteyen birey, önce yeteneklerini sorgulamak zorunda. Her insanın öne çıkan bir özelliği mutlaka vardır. Sorun bu farklılığın tespit edilememesinde ve geliştirilememesindedir . Aksi halde, sıradan insanların sıra dışı hikayelerini anlatan kitaplara rastlayamazdık.
Beyin çalışmazsa geriler. Onu çalıştırmanın en etkili yolu ise egzersizlerdir. Bu yazımızda beyni geliştiren yaratıcılığı güçlendiren egzersizlere yer veriyoruz.
Zihinsel unsurlar birer beceridir ve dolayısıyla diğer beceriler gibi öğrenilebilir ve geliştirilebilir.
Yeni bir şey öğrenileceği zaman zihin bütün dikkatini yeni duruma odaklar ve mümkün olan en çok sayıda veriyi elde etmeye çalışır. Fakat bilginin, davranışın veya durumun sürekli tekrarı sonucu, zihin ona dikkat etmemeye başlar ve zihin için o konu otomatik bir hal alır. Artık o “şeyi” düşünülmeden, farkında olunmadan, otomatik olarak yapılmaya başlanır. Yani bir bakıma zihin, uçaklarda olduğu gibi “otomatik pilot” tarafından yönetilmeye başlanır. Bunun bazı yararları vardır: Siz aynı ayda birkaç iş yapmaya başlarsınız.
Hem araba kullanıp, hem müzik dinleyip, hem de sohbet edebilirsiniz.
Hem ütü yapıp, hem TV seyredip hem de çocuğunuza talimat verebilirsiniz.
Yani zamandan tasarruf yaparsınız aynı anda birkaç iş yaparak.